Bilimsel veriler gösteriyor ki, tercihen doğal içerikli ürünler (ağız antiseptikleri, diş macunları) kullanılarak sağlanan iyi ağız bakımı, peridontal tedaviler, pre ve probiyotik destekleri, sistemik ve sindirim sistemi hastalıklarına bağlı morbidite ve ölümlerin azalmasına katkı sağlayabilir.
Ağız hijyeninin bozulması, obezite, damar sertliği (ateroskleroz), romatoid artrit, kronik böbrek yetmezliği, kronik tıkayıcı akciğer hastalığı (KOAH) ve enfeksiyonlar gibi birçok sistemik hastalık ile ilişkilendirilmektedir.
Ayrıca kötü hijyen ve diş kayıplarının başta gastrointestinal sistem olmak üzere muhtelif kanserlerin oluşmasına ortam hazırladığı çalışmalar ile ortaya konmuştur.
Ağız florasındaki bakteriler barsak florasına geçebilir...
Hayvan ve insan araştırmalarında, ağız florasındaki bakterilerin tükürük, gıdalar ve sıvılar yardımı ile mideye ve ardından bağırsaklara geçebileceği, barsak florasını ve bunun sonucu olarak da bağışıklık sistemini etkileyebileceği ortaya konmuştur. Ağız florasında oluşabilecek bakteri artışı, bakterilerin kana geçişine (bakteriyemi) ve buna cevaben kanda iltihabi kimyasal maddelerin artışına neden olmaktadır. Bu da sistemik hastalıkları tetikler. Yine bu bakterilerin bağırsağa ulaşması ve kolonize olması sonucu bağırsak florası bozulur, geçirgenliği artar ve sistemik iltihabın gelişmesi gibi kronik hastalıklara zemin hazırlar.
Yapılan ileriye dönük (prospektif) çalışmalarda, diş kayıplarının yemek borusu ve mide girişi kanserlerini 1.3, diğer mide kanseri türlerini de 1.8 kat arttırdığı gösterilmiştir. Buna neden olarak, ağız florasının bozulması sonucu artmış kanserojen maddeler, özellikle “nitrozaminler” gösterilmiştir. Bu ilişkiyi destekleyen başka bir bulguda, ağız florası bakterisi olan “Porphyromonas gingivalis”’in mide ve kolorektal kanser öncül lezyonlarında tepit edilmiş olmasıdır. Yine diş kayıpları ve kötü ağız hijyeni, safra kesesi taşları ve alkol dışı yağlı karaciğer hastalığı gelişiminde tetikleyici nedenler arasında yer almaktadır.
Midesinde “Helikobakter pylori” bakterisi saptanan hastaların tamamına yakınının diş plaklarında da Helikobakter kolonizasyonu gösterilmiştir. Bu nedenle ağız boşluğundaki Helikobakter pylori kolonizasyonu, mide için potansiyel rezervuar olabilmektedir.
Sindirimin ağızda başladığı düşünülürse, sağlıklı bir ağız hijyenine sahip kişilerin daha az sindirim sistemi sorunu ile karşılaşması olasıdır.
Doç. Dr. Bülent Yaşar / Gastroenterolog – İstanbul